1 Eylül 2010 Çarşamba

LEGO Store :)


Heralde LEGO sevmeyenimiz yoktur. Ben bu yaşta bile olsa oynarım yani. Gerçi Lego Store'da baya oynadım :) Legonun her çeşidini bulabiliyorsunuz. Özel seriler(Star Wars,Toy Story), Technic-Classic seriler vs. Mesela 2 bardağınız var ağzına kadar dolurmaya hakkınız var küçük bardan 8,99€ büyük bardak 16,99€ :) Onun fotoğrafını çekmemiş olsamda bardağı bunlarla dolduruyoruz;
Burda da kendi adamımızı yapıyoruz. Ben Recep İvedik yapmıştım neden bilmiyorum pekte sevmem o karakteri. Fotoğrafı telefonla çekili olduğu için baya kalitesiz ama kendi karakterimizi yarattığımız yer burası. Genel olarak Ayak.gövde,baş,saç-şapka ve aksesuar hakkımız var. 3 adam 3€ miydi neydi tam hatırlamıyorum.Yapılmış ve şov olarak konmuş devasa Lego adamlarda var tabi:)

Köln Haubtbahnhof - Khbf


Pazar günleri çoğu yer kapalı olduğu için ekstrem şeyleri almak için mecburen hbf ye gidiyor millet. Tabi esnaf kafası deli gibi kazık burası. Bildiğiniz gibi Avrupa tren konusunda aşmış durumda. Bizimkilerin neden hala tren konusunda bir çaba göstermediğinide ayrıca merak etmekteyim. Ne adam gibi metro yapabilirler ne de uzun yol hattı. 5 senedir uğraştıkları Ankara-Eskişehir. Sanki bütün Türkiye'ye faydalı olacak Ankara-Eskişehir arasının 1 saat 10 dakika olması !
HBF'de 13 ray var. Bizim Türkiye'deki raylardan bir farkı yok yanlız. Neden onlar 300+ hızlarla giderken biz 120 kmh lerde kalıyoruz?


Her ne kadar Fransız TGV kadar olmasada. ICE(Inter City Express)'ler Almanya'nın medar-i iftiharı. TGV'ler 575 kmh ye ılaşırken ICE'lar 320 kmh ye ulaşıyor. Çok gelmediyse söyle söyleyeyim. Bizim YHT ten 2,5 kat hızlı :) Çevre ülkelere çok hızlı ve hesaplı gidebiliyorsunuz. Diğer seçenekler THALYS ve IC.
Bunların dışında birde RE (Regional) trenler var. Mesela ben Köln'deyim. RE trenlerle sadece NRW ( North Rhein Westfalia ) şehirlerine gidebiliyorum. Bunların konforu bizim Ekspreslerimizle eşdeğer. Tabiki daha iyi olan versiyonları var gerçi :)
Bunların sadece kısa mesafeler için kullanılıyor. Uzun mesafeler için daha rahat ve daha konforlu trenleri kullanıyorlar. Mesela bu 2 katlıları :)
Fiyatlar için örnek vermem gerekirse. ICE lar la 19€ ye Brüksel, Berlin, Amsterdam, Basel bileti bulabiliyorsunuz. RE ler tek yön 9€ günlük 25€, 5 kişi günlük 35€

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Ben bira seven adamım !

Herkese selam :) Uzun bir üşengeçlik dönemimin ardından yazcak çok konum olduğundan hemen başlıyorum. Bu konu aslında benim ilgi alanım olsa gerek :) Her ne kadar biranın bira olması gerektiğini düşünen biri olsam da değerlendirmelerimde tarafsız oldum. Eğer hepsini yazmaya kalksam minimum 100 çeşit bira markası kesin vardır. Ben aralarından seçerek değerlendirme yaptım fakat eklemem gereken 2-3 marka daha var :)


Reissdorf Kölsch

Mahallenin ağır abisidir kendileri. Tarihi çok eskiye dayanır. En cool ve en eski brauhaus ları bağlar. Kölsch budur şiddetle içmeniz tavsiye edilir.



Gaffel Kölsch & Gilden Kölsch

Artık marka olmuş 2 marka tatları birbirine çok yakın. Fakat Gilden biraz daha hafif. Gerçi kölsch ün karakteri kolay içimli olmasıdır. Çoğu gece klüplerinde ve publarda kölsch istediğinizde önünüze Gaffel gelecek zaten istemediğiniz kadar içeceksiniz :) Bunlara yeni rakip Gancer Kölsch şişelenmiş halini bulamadığım için fotoğrafını koyamadım.


Früh Kölsch

Çoğunlukla turistik brauhauslarda karşınıza çıkacak Früh. Tadi diğer kölsch lere göre nispeten biraz daha sert. Ben sevmedim. Fakat Früh fanı olan çok fazla kişi var.


Krombacher & Bitburger

Bunlar malesef kölsch değil pils. Eğer kölsch size çok hafif geldiyse Pils içmenizi tavsiye ederim. Fakat bu ikisinden uzak durun. Ucuz ve kalitesiz biralar.

Veltins

Mükemmel bir pilsener. Kölsch ten sıkılanlara, tadını sevmeyenlere şiddetle tavsiye ederim. Gerçekten çok kaliteli ve çok güzel içimli bir bira.

Fransizkaner Weissbier

Fransizkaner bildiğimiz buğday birası. Tadı benim damak tadıma uygun değil fakat alkolsüz seçeneği, alkolsuz bira sevenlerin favorisi. Yumuşak içimli yoğrun bira. Alkollü biralarda rakibi çok ama alkolsuz biralarda tek diyebiliriz.

Hansa

Hansa piyasadaki en ucuz bira. Kölsch, Alt, Export çeşitleri var. Kölsch ün tadı diğerleri ile aşağı yukarı aynı. Alt bildiğiniz gibi Dusseldorf yöresine has bir bira çeşidi ve Hans Alt, Köln'de en rahat bulabileceğiniz alt. Alt birasını ben hiç sevmedim çok ağır ve çok yoğun. Türkiyedeki dark extra biralar gibi diyebiliriz. Eğer damak tadınıza uygunsa afiyet olsun:) Export ise bildiğimiz Pilsener. Tadı Marmara Gold'la eşdeğer diyebilirim. Fiyatları sadece 45 cent :)


Budweiser & Pilsner Urquell

Kolay bulunan klasik 2 Çek birası. Urquell, Budweiser e göre daha sert içimli. Kölnde mis gibi kölsch lerin arasında bıktıysanız önerilir :)

Tyskie & Lech

Bunlarda Polonya birası . Tyskie'ye tek kelimeyle taptım. Bir bira bu kadarmı güzel olur. Bizim alışık olmadığımız Lager tipinde bir bira. İçimi çok rahat ve damağımızda aromatik mükemmel bir tat bırakıyor. Lech ise bildiğimiz klasik Pilsner fakat Polonya'da çok ünlüymüş.

Devamı gelecek :) ...

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Leverkusen


Aslında Almanya denince aklımıza gelen ilk kentlerden biri. Bunun sebebi Bayer Leverkusen olsa gerek :) Bayer fabrikası şehrin temel taşı. Evler çok güzel, sokaklar sessiz sakin ve şehrin tam ortasında oldukça büyük ve çok güzel bir park var.
Şehrin tam merkezinde "Rathaus" adında devasa bir alışveriş merkezi var. Aradığınız herşeyi bulabileceğinize eminim.
Zaten koskocaman yeşillik içinde olan Leverkusen'in birde şehir içinde devasa bir orman-park bulunuyor. Çok temiz ve çok güzel.

Klasik kilise-katedral ziyaretimi yine yapıyorum. Her ne kadar kilise oldugundan emin olmasam da :) Üzerinde "En güçlü kalemiz tanrıdır" gibi birşey yazıyor. Çözemedim tam olarak.


Bayer şehiri sırtlamış durumda. Bayer'in kültür merkezi. Konserler,sergiler vs bu binada yapılmakta.
Şehrin dışında Ren nehrinin kenarında büyükçe bir park var. Ne kadar görünen Leverkusen görüntüsü hoş olmasa da spor yapan herkes burada:)
Son olarak ta Leverkusen'in bize verdiği "Stoneage" çakması bir wallpaper :)

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Düsseldorf


Adını pek duymadıysak ta sebebi futbol takımının 3. lig de oynamasıdır. Gerçi adına şarkılar da yazılmamıştır. Fakat Düsseldorf, bulunduğu "Kuzey Ren Vestfalia" eyaletinin baskenti olup aynı zamanda Almanyanın 1. , dünyanın 5. en yaşanılabilinir kentidir.
Yüz ölçümünün fazla olmasına karşın gezilecek yerler çok az. Zaten çok fazla birşey beklemiyordum. Gezilcek yerlerin ne kadar az olması benim için o kadar iyiydi. Tren garından Altstadt'a doğru giderken ne var ne yok görüyorsunuz zaten :)


Tadilata girmiş "Burberry Store" nedendir bilinmez baya ilgimi çekti.


Artık kural gibi oturmuş bir olay var. Onlar senin ülkene gelir ünlü ibadethaneleri gezer. Bende aynısını burda yapıyorum koyun misali kesin bir kilise-katedral ziyaretim oluyor :)




Bu kadar bira içilen bir ülkede sokakta pisuvar-klozet olması gayet normal aslında. Asıl güzel olan bu seyyar-sokak tuvaletlerinin tertemiz olması.
Yıllardır Köln ve Dusseldorf birbirleriyle saçma bir yarış içersindeler. Gerçi Dusseldorf'un başkent olması onu 1-0 öne çoktan geçirmiş. Herneyse bu çekişme durumu biralarına da yansımış. Köln'ün "kölsch" ü ve Dusseldorf'un "Alt" ı. Alt benim damak tadıma uymadı. Çünkü benim için bira bira olmalıdır. Kölsch tam benim damak tadıma göre. Alt'ın tadı ülkemizdeki Efes Dark,Dark Brown,Ekstra gibi dandik biralara benziyor.
Yemekte ise adını hatırlayamadığım birşey yedim. Yanındaki patatesler süperdi. Emin olmamakla birlikte domuz budu sanırım. Tadı da muhteşem.
"Alt Stadt", Dusseldorf'un en eski yerleşim yeri. Ren kenarındaki evlerin mimarisi, şehrin panoramik görünümü süper.

Yağmur ciddi bir şekilde artınca kapalı bir yer aradım. Bir cafe yerine "Film Museum" daha çekici geldi. İçerde fotoğraf çekmek yasaktı ama en son kattaki set ten bir tane goruntu aldım :) Kesinlikle gidilmesi gereken bir yer oldugunu düşünüyorum. Sinema tarihini en başından en su ana kadarki gelişimini görebiliyorsunuz. Aynı zamanda sinema tarihindeki önemli eserleri de izleme imkanınız var.