16 Ağustos 2010 Pazartesi

Düsseldorf


Adını pek duymadıysak ta sebebi futbol takımının 3. lig de oynamasıdır. Gerçi adına şarkılar da yazılmamıştır. Fakat Düsseldorf, bulunduğu "Kuzey Ren Vestfalia" eyaletinin baskenti olup aynı zamanda Almanyanın 1. , dünyanın 5. en yaşanılabilinir kentidir.
Yüz ölçümünün fazla olmasına karşın gezilecek yerler çok az. Zaten çok fazla birşey beklemiyordum. Gezilcek yerlerin ne kadar az olması benim için o kadar iyiydi. Tren garından Altstadt'a doğru giderken ne var ne yok görüyorsunuz zaten :)


Tadilata girmiş "Burberry Store" nedendir bilinmez baya ilgimi çekti.


Artık kural gibi oturmuş bir olay var. Onlar senin ülkene gelir ünlü ibadethaneleri gezer. Bende aynısını burda yapıyorum koyun misali kesin bir kilise-katedral ziyaretim oluyor :)




Bu kadar bira içilen bir ülkede sokakta pisuvar-klozet olması gayet normal aslında. Asıl güzel olan bu seyyar-sokak tuvaletlerinin tertemiz olması.
Yıllardır Köln ve Dusseldorf birbirleriyle saçma bir yarış içersindeler. Gerçi Dusseldorf'un başkent olması onu 1-0 öne çoktan geçirmiş. Herneyse bu çekişme durumu biralarına da yansımış. Köln'ün "kölsch" ü ve Dusseldorf'un "Alt" ı. Alt benim damak tadıma uymadı. Çünkü benim için bira bira olmalıdır. Kölsch tam benim damak tadıma göre. Alt'ın tadı ülkemizdeki Efes Dark,Dark Brown,Ekstra gibi dandik biralara benziyor.
Yemekte ise adını hatırlayamadığım birşey yedim. Yanındaki patatesler süperdi. Emin olmamakla birlikte domuz budu sanırım. Tadı da muhteşem.
"Alt Stadt", Dusseldorf'un en eski yerleşim yeri. Ren kenarındaki evlerin mimarisi, şehrin panoramik görünümü süper.

Yağmur ciddi bir şekilde artınca kapalı bir yer aradım. Bir cafe yerine "Film Museum" daha çekici geldi. İçerde fotoğraf çekmek yasaktı ama en son kattaki set ten bir tane goruntu aldım :) Kesinlikle gidilmesi gereken bir yer oldugunu düşünüyorum. Sinema tarihini en başından en su ana kadarki gelişimini görebiliyorsunuz. Aynı zamanda sinema tarihindeki önemli eserleri de izleme imkanınız var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder